Kızıldeniz Dalış Noktaları - Buda Dalış Merkezi - Bursa Dalış Akademisi

Kızıldeniz Dalış Noktaları

Kızıldeniz Dalış Noktaları

Ras Mohammed Milli Parkında ziyaret edilebilecek çok sayıda dalış bölgesi vardır, ancak bunların en dikkat çekenleri Shark Reef ve Yolanda Reef denen ve parkın sadece tekne ile ulaşılabilen güney ucunda yer alan resiflerdir.
 
Bu bölgeler o kadar popülerdir ki, Milli Park yönetimi günlük dalgıç sayısını kontrol edebilmek için bir rotasyon sistemi uygulamaya başlamıştır. Sinai Yarımadasının güney ucunda bulunan bu bölgeler sualtı akıntılarına maruz kalır ve bu da tüm canlı türleri için bol besin demektir.
 
Ras Mohammed bölgesinde binin üzerinde balık ve yüzün üzerinde sert ve yumuşak mercan türü kaydedilmiştir. Napoleon balığı, mürenler ve deniz kaplumbağaları bu bölgenin daimi sakinleridir. Çoğu balık türü için bu sezon çiftleşme dönemidir ve açık suda büyük balık sürüleri gözlenebilir. Manzara nefes kesici bir hal alır!
 
 
Shark Reef/Yolanda Reef
 
Kızıldeniz Yolanda BatığıBu resifler ufak ikiz kulelerdir ve Ras Mohammed kıyısından hemen açıkta bulunan, dipten gelen tek bir mercan kulesinin üzerinde bulunurlar. Dalışlar Shark Reef veya Anemone City’den suya girilerek akıntı dalışı şeklinde yapılır. Akıntıyı arkaya alınarak yapılan dalışlar az eforla keyifli bir dalış sunar.
 
Shark Reef, iki resiften doğuda olanı, 800 metrelik nefes kesici bir dik duvara sahiptir. Dik duvar yumuşak mercanlarla kaplıdır ve güçlü akıntılar düşey sıralanmış sürü halindeki snapper balıklarının duruşlarından takip edilebilir. İki resifin arasındaki sığ korunaklı bölge deniz canlılarına akıntıdan saklanma şansı verir ve bu bölgede dev mürenler, orfozlar ve mavi benekli vatozlara rastlanabilir.
 
Yolanda resifinin düşüşü daha geniş bir açıya sahiptir ve minik mercan tepecikleri ile kaplıdır, doğu kısmında sığ bir düzlük ile bitmektedir. Yolanda batığının kalıntıları bu resife ismini verir. Gemi Ideal Standard marka seramik banyo malzemelerini taşırken battığı için kargo malzemeleri resif boyunca dağınık vaziyette durur ve sualtı canlılarına barınak görevi görür.
 
Anemone City (Anemon Şehri)
 
Shark Reef’in kıyı tarafında bulunan bu bölge, iki kule boyunca yapılacak bir akıntı dalışı için popüler bir başlangıç noktasıdır. Resif eğimli yapısı ile zengin mercan çeşitliliğine sahiptir ve çok sayıda anemon ve o anemonları yuva edinmiş anemon balıkları ile meşhurdur, ismi de barındırdığı bu anemonlardan gelir.
 
Shark Observatory (Köpekbalığı Gözlem Noktası)
 
Jackfish Alley bölgesinin hemen yanında yer alan bu bölge, tekneden veya kıyıdan girilerek ulaşılabilen bir konumdadır. Kıyıdaki uçurumun üstünde bulunan gözlem noktası bu bölgeye adını vermiştir. Uçurum şeklindeki yapı sualtında da dik bir duvar olarak devam etmektedir. Bu bölgede görüş mükemmeldir ve biraz uzaktan bakıldığında duvarın yanında bulunan dalgıçların adeta amfi tiyatroda dalış yaptıkları hissi oluşur. Duvardaki oyuklar ve küçük mağaralar dalgıçları daha yakından bakmaya davet eder.
 
Jackfish Alley
 
Bu bölge genellikle günün ikinci dalışında tercih edilir. Akıntıyla birlikte ilerleyerek rahat ve kolay dalışlar yapılır. İçine girilebilen iki mağara bulunur ve iki mağaranın da ayrı girişleri ve holleri bulunmaktadır. Bu bölge iki mağarası ve kıyıya paralel ikinci bir resif platosunun oluşturduğu geçidiyle popüler bir dalış bölgesidir. Bu geçitte çok sayıda Jackfish ve vatoz gözlenebilir ve beyaz yumuşak mercan bahçeleri hayaller alemini anımsatabilir.
 
Ras Zatar
 
Ras Mohammed Yarımadasının kuzey ucunda bulunan bu bölge diğer bölgeler kadar sık ziyaret edilen bir bölge değildir. Dik duvarlar üzerinde bulunan ve gümüş rengi balıklar ve yumuşak mercanlarla dolu birkaç büyük mağara bu bölgedeki akıntı dalışlarını zevkli kılar. Duvarın sığ kısımlarında deniz tavşanı ve tüplü kurt gibi pek çok küçük omurgasız canlı bulunur ve makro fotoğrafçılık için ideal bir noktadır.
 
 
Tiran Boğazı
Bu dalış alanı Akabe Körfezinin ortasında, Naama Bay’den tekne ile yaklaşık bir buçuk saat mesafede bulunuyor. Sadece tekne ile ulaşılan alan çok iyi korunmuş durumdadır.
 
Sıra halinde dizilmiş dört mercan resifi yüzeyden görülebiliyor, aslında yüzeyden görülen derinlerden gelen dev bir mercan resifinin tepeleri.
 
Bu resifler kendilerini keşfeden bilim adamlarının adını taşıyor (Gordon, Woodhouse, Thomas, Jackson) ve olağanüstü mercan çeşitliliği ile meşhur. Köpekbalığı, kaplumbağa ve diğer büyük balıkları burada görmek mümkün.
 
 
Gordon Reef
 
Dört resiften en güneyde yer alan Gordon diğerlerinden farklı bir dip yapısına sahip. Resifin hem sığ bir plato alanı, hem de düşüş noktaları var ve burada dalış şamandıra veya akıntı dalışı olarak yapılabiliyor. Resifin kuzey ucunda resifin üzerinde uzun zamandır duran Lovilla batığının kalıntıları var. Batığın gövde kısmı neredeyse tamamen çürüdüğü halde hala resifin üzerinde durması artık alışkanlık olmuş durumda (herkes batığın dibe çökmesini ve batık dalışı noktası haline gelmesini bekliyor).
 
 
Tekneler güney platosunda 8 metreler civarında bulunan tonoza bağlanıyor. Dalışlar genellikle tonozdan başlanarak ve doğuya doğru 16 metrede düşüşün başladığı noktaya doğru yapılıyor.
 
Eğer akıntı dalışı yapılacaksa, tekne sizi tonoza yakın bir yerde bırakıyor ve kuzey ucundan alıyor. Böylece şamandıra dalışındaki bölgeyi geziyorsunuz ancak düşüş noktasından devam edip platonun köşeye dönüştüğü noktaya kadar ilerleyebiliyorsunuz. Köşe nokta köpekbalıklarının sıkça görüldüğü bir bölge ancak, akıntı çok hızlı olabiliyor.
 
Thomas Reef
 
Boğazdaki en küçük resif olan Thomas, aynı zamanda en popüler bölgelerden biri. Dalış hava koşullarına göre belirleniyor, zira batı kanadı bazen dalgıçları tekneye almaya izin vermiyor. Resifin güney ve kuzey uçlarında akıntıların güçlü olması ihtimaline karşı bu bölgede akıntı dalışı yapılıyor. Uç noktalar dik duvarlardan oluşuyor, güney doğu kısmında ise 25 metrede geniş bir düzlük var.
 
Bu düzlük üzerindeki kum alanlarda uyuyan köpekbalıklarına rastlanabiliyor ve bölgenin sonunda Gorgon mercanlardan oluşan bir çitle karşılaşıyoruz. Gorgon mercanlarının bittiği yerde resif duvar şeklini alıyor ancak köşeyi geçmeden önce akıntıya dikkat etmek gerekiyor. Eğer koşullar resifin diğer tarafına geçmeye müsaade ederse, duvarın dibe doğru karanlıkta kaybolduğunu görüyoruz.
 
Woodhouse Reef
 
Tiran Boğazında yer alan dört resiften en uzunu Woodhouse ve akıntı dalışları genellikle güneyden kuzeye doğru yapılıyor.
 
Resifin güney kısmından suya girip 30 metreye kadar inen bir duvarda geziyoruz. Zeminde bulunan kum alanlar üzerinde uyuyan köpekbalıklarını bulmaya çalışmak iyi olabilir. Mercanlar duvarı yüzeyden dibe kadar kaplamış durumda ve duvar bir noktadan sonra eğim kazanarak derinleşiyor. Dalışın yarısına doğru 25 metreden başlayıp mercan tarlaları ile kumluk alanı ayıran bir kanyon görüyoruz. Bu nokta genellikle akıntının şiddetlenmeye başladığı nokta oluyor.
 
Eğer resifin batı kanadındaki koşullar sertse, dalış mercan tarlalarında sonlanıyor bu da yaklaşık 50 dakikalık bir dalış anlamına geliyor.
 
Eğer hava koşulları uygunsa bu noktadan sonra dalışa devam etmek de mümkün. Bu aşamada resifin yüzeydeki bölümü bitiyor ve Jackson Reef’e doğru ilerlemeye başlıyor. Çok kuvvetli ve her yönden gelen güçlü akıntıları sebebiyle bu bölge çamaşır makinesi olarak da anılıyor.
 
Jackson Reef
 
Tiran Adalarının en kuzeydeki resifi bu resif. Dalış genellikle kaba dalgalardan ve akıntılardan korunaklı olan güney kısmındaki şamandıradan başlıyor. Teknelerin bağlandığı nokta 40 metrelik duvarın olduğu akıntının sakin olduğu bölge.
Duvar boyunca alçaldıktan sonra, güney batı köşesine doğru yani resifi sağda bırakarak planladığımız derinlikte ilerliyoruz. Köşeye doğru resif hafif bir eğimle 6 metreden derine doğru alçalıyor ve bu bölgedeki mercanlar bu alandaki en güzel mercanları oluşturuyor
 
Dönüş yolunda, sığ suda resifin pek çok oyuğu olduğunu ve bu oyukların yumuşak mercanlarla dolu olduğunu görüyoruz ve güvenlik beklememizi bu alanda yapıyoruz.
Bu bölgede şamandıra bölgesinin doğu tarafından başlayarak ve resifi solda bırakarak akıntı dalışı da yapılabilir. Bu bölgede harika mercanlarla kaplı duvarı geziyoruz. 
 
The Thistlegorm
 
The Thistlegorm BatığıThistlegorm 1940 yılında inşa edilmiş 126 metre boyunda 17,5 metre eninde ticari bir gemiydi. 2. Dünya Savaşında donanma tarafından komuta edilmişti.
 
Ekim 1941’de gemi, Afrika etrafındaki seferini tamamlayıp Kızıldeniz’e girdi. Kuzey Afrika’ya götürmek üzere tedarik malzemeleri ile yüklüydü. Gemi Süveyş Kanalı’nı geçmeden önce bekleme alanında zincirledi.
 
Geminin bulunduğu 5 mil genişliğindeki bağlama yeri Sinai Yarımadası ile ‘Shaab Ali’ resiflerinin arasında bulunan 30 metre derinliğe sahip düz bir alandı.
 
6 Ekim gününün erken saatlerinde iki Alman bombardıman uçağı Girit’ten gelerek gemiyi ve orada zincirlemiş diğer gemileri buldu. Bombalar gemiye dört yerden isabet etti, cephane taşıyan gemide büyük patlamaya sebep oldu ve geminin kıç bölümünü kopartarak güvertenin de katlanmasına yol açtı. Gemi batarak düz bir şekilde zemine oturdu.
 
Gemiye ilk dalışları 1950’li yıllarda Cousteau gerçekleştirdi.  Ancak koordinatlarının yeniden keşfedilmesi 1990’ları buldu. Thistlegorm, yeniden keşfedildiği tarihten itibaren dalınan en iyi batıklardan biri olarak kabul ediliyor. Geminin ambarları açık ve taşıdığı kargonun tamamını görmek mümkün. Kargolar arasında, kamyonlar, motosikletler, uçak kanatları ve motorları, trenler ve vagonlar, Wellington marka botlar ve çizmeler, mühimmat ve zırhlı araçlar mevcut.
 
Batık gelgit akıntılarına ve sıkça dalgalara maruz kalan bir bölgede ve bu da bazen dalışın yapılamaması anlamına gelebiliyor. Dalış derinliği ve değişen koşullar sebebiyle bu batık sadece tecrübeli dalıcılar için uygun.
 
Batığa gitmek için 04:15 gibi çok erken bir saatte seyahat başlıyor ve yolculuk 4 saat kadar sürüyor. Güne erken başlayarak batığa iki dalış yapıp 18:00’de limana dönülüyor.
 
 
 

Paylaş:

Online Akademik Eğitim - Tüm Yıl Geçerli

Online Akademik Eğitim - Tüm Yıl Geçerli

Detay

Başlangıç Seviyesi Dalıcı Kursu

Başlangıç Seviyesi Dalıcı Kursu

Detay